Programlı öğretimin temel ilkeleri nelerdir ?

Yaren

New member
Katılım
8 Mar 2024
Mesajlar
188
Puanları
0
Forumdaşlar, Klavyeleri Hazırlayın! Öğretim Geliyor!

Selam sevgili forum ahalisi!

Bugün biraz ciddi ama bol kahkahalı bir mevzuyu masaya yatırıyoruz: Programlı öğretimin temel ilkeleri. Yani eğitim dünyasının “yapay zekâdan önceki yapay zekâsı”. Ama korkmayın, konuyu klasik akademik dilden sıyırıp, “evde otururken halıya çay dökülünce kadın nasıl çözüm üretir, erkek nasıl strateji kurar” seviyesine indirgeyeceğim. Hazırsanız, başlayalım.

---

1. Küçük Adımlar İlkesi (Yavaş Yavaş Ama Emin Adımlarla)

Programlı öğretimde “küçük adımlar” derler ya… İşte bu, tam erkeklerin IKEA mobilya kurarken “önce şu vidayı sıkalım, gerisi gelir” yaklaşımına benziyor. Kadınlar ise aynı anda hem mobilyayı kurar, hem mutfakta kek pişirir, hem de komşuya WhatsApp’tan “az sabırlı ol, birazdan kahveye geliyorum” diye mesaj atar.

Küçük adımlar ilkesi bize şunu söyler: İnsan bir anda Newton olamaz, önce elmayı tanıyacak, sonra ağaca bakacak, en sonunda kafasına düşünce “a-ha!” diyecektir. Eğitimde de öğrenciye Everest’i tırmandırmadan önce apartmanın merdivenlerini çıkartmak lazım.

---

2. Etkin Katılım İlkesi (Tahtaya Kaldırılmaktan Farklıdır)

Hepimiz okulda tahtaya kalkmaktan nefret etmişizdir. Ama programlı öğretimde “etkin katılım” başka bir şeydir. Burada öğrencinin sürekli işin içinde olması beklenir. Yani “pasif dinleyici” değil, “aktif klavye savaşçısı” olacaksınız.

Erkekler için bu şu anlama gelir: Oyun oynarken sürekli tuşa basıyorsun ya, işte öğrenmede de aynı. Kadınlar içinse bu, “herkesle aynı anda sohbet edeyim, hem de hepsine özel hissettireyim” durumudur. Kısacası, etkin katılım = beynin sürekli çevrim içi kalması.

---

3. Anında Dönüt İlkesi (Hemen Geri Bildirim)

Bakın, işte burası tam kadınların uzmanlık alanı! Kadınlar, mesaj attığınızda “görüldü” bırakmaz; mutlaka dönüt verir: “Tamam, anladım” ya da “bu emoji ne demek şimdi?” diye. Erkekler ise cevap vermez, 3 gün sonra “kusura bakma telefon sessizde kalmış” der.

Programlı öğretimde ise öğrenci ne yaparsa yapsın, anında dönüt almalıdır. Yanlış yaptıysa hemen “Hop, yanlış yoldasın dostum” demek, doğru yaptıysa “helal sana, doğru gidiyorsun” diye destek vermek gerekir. Yani eğitimde “görülüp bırakmak” yasaktır.

---

4. Başarı İlkesi (Ödülün Gücü)

Başarı ilkesini şöyle düşünün: Kadınlar bir ilişkiyi yürütmek için “sen yapabilirsin, harikasın” der; erkekler ise PlayStation’da kupayı kazanınca kendini Ronaldo sanır. Eğitimde de aynı mantık işliyor. Öğrencinin yaptığı doğru işlerin ödüllendirilmesi gerekiyor.

Ama ödül derken, illa çikolata vermek zorunda değilsiniz. Bazen bir “aferin” bile öğrencinin motivasyonunu uzaya fırlatır. Yani başarı = moral doping.

---

5. Bireysel Hız İlkesi (Herkesin Ritmi Ayrıdır)

Ah işte geldik evliliklerin temel sorununa! Erkekler “15 dakikada hazırlanırım” der, kadınlar “5 dakikada çıkarım” diyerek makyaj çantasına gömülür. Sonuç: 45 dakika sonra hâlâ evde olursunuz. İşte programlı öğretim, bu bireysel hız farkını çoktan keşfetmiş.

Her öğrenci aynı hızda öğrenmez. Kimi “jet motoru” gibi ilerler, kimi ise “yavaş ama istikrarlı kaplumbağa” modundadır. Programlı öğretim bu yüzden “kendi hızında öğren” der. Yani kimse kimseye “hadi ama hâlâ orada mısın?” bakışı atmamalı.

---

6. Hedefe Yöneliklik İlkesi (Stratejik Yaklaşım)

Erkekler için hedef odaklılık, markete gidip sadece ekmek alıp dönmektir. Kadınlar içinse hedef odaklılık, “ekmek almaya gittim ama deterjan da bitti, çocuklara çorap da lazım, aa bak indirime girmiş eyeliner da aldım” diyerek eve poşetlerle dönmektir.

Eğitimde hedef odaklılık şu demek: Öğrenci neden çalıştığını bilmeli. Yani “ben bunu neden öğreniyorum?” sorusunun cevabını almalı. Aksi halde matematikte logaritmayı öğrenen çocuk, yıllar sonra hâlâ “ben bunu nerede kullanacağım?” diye sitem eder.

---

7. Öğrenme Kontrolü İlkesi (Test Edilmek Kaçınılmaz)

Burada iş biraz acı verici: Programlı öğretim sürekli kontrol ister. Ama bu klasik “sınav fobisi” gibi değil. Daha çok “yolda giderken hızını radar kontrol ediyoruz” tarzı.

Kadınlar, ilişkide her zaman “kontrol soruları” sorar: “Beni seviyor musun? Şu elbisem güzel mi? Anneme ne zaman gideceğiz?” Erkekler ise bu sorulara “evet, evet, tabi canım” diye cevap verip yola devam eder. İşte eğitimde de öğrencinin bilgi seviyesini ölçmek için küçük testler yapılır.

---

Forumdaşlar, Şimdi Sıra Sizde!

Evet sevgili dostlar, gördüğünüz gibi programlı öğretimin temel ilkeleri aslında hayatımızın her yerinde saklı. Kadınların empati yüklü, ilişki odaklı bakışlarıyla erkeklerin çözümcü, stratejik yaklaşımları birleşince ortaya tam bir “öğrenme şöleni” çıkıyor.

Şimdi top sizde:

- Sizce “anında dönüt” ilkesini hangi alanda daha çok kullanıyoruz: eğitimde mi yoksa ilişkilerde mi?

- “Bireysel hız” konusunda sabırsızlanan taraf genelde kim oluyor?

- Küçük adımlar ilkesiyle ilgili hayatınızdan komik bir anı var mı?

Cevaplarınızı bekliyorum forumdaşlar! Hem eğlenelim hem de öğrenelim. Bakalım kimin deneyimleri daha çok güldürecek, kimin stratejileri daha mantıklı gelecek?

---

Siz ister erkek olun ister kadın, ister öğrenci olun ister öğretmen… Hepimiz aslında programlı öğretimin içinde yaşıyoruz. Yeter ki ders çalışırken de, hayatı yaşarken de biraz gülmeyi unutmayalım!
 
Üst